YABANCI ALBERT CAMUS

Meursault’ un Yabancılığı ve Yalnızlığı
·         Orijinal Adı: L’Étranger
·         Yazar: Albert Camus
·         Yayınevi: Can Yayınevi
·         Baskı Yeri, Baskı Tarihi: Ocak 2013
·         Baskı Sayısı: 40. Basım
Yabancı 1942 yılında varoluşçu edebiyatın önemli yazarlarından biri olan Albert
Camus tarafından yazılmıştır. [1]Roman kitabın başkahramanı Meursault’un gözünden anlatılmaktadır.
“Bugün annem öldü. Belki de dün bilmiyorum. Huzurevinden bir telgraf aldım, ‘Anneniz öldü. Cenazesi yarın kaldırılacak. Saygılar,’ diyordu. Bundan pek bir şey anlaşılmıyor belki de dün ölmüştür.”(11)
            Kitap bu paragrafla başlamaktadır. Kahramanın annesinin ölümü üzerine düşündükleri okuyucunun beklediğinden çok farklıdır. Kahramanın annesinin ölümüne olan duyarsızlığı ve duygusuzluğu kitabın konusu hakkında da bilgi vermektedir aslında. Kitap bir insanın duygulardan, insanlardan, dünyadan ve kendisinden yabancılaşması üzerine kuruludur. Camus, bu romanıyla, dünyanın ve yaşamın saçmalığını, anlamsızlığını Meursault'nun ağzından oldukça kısa ve yalın bir biçemle dile getirir. Kitap bu yönüyle absurd düşünceye öncü olmuştur. Absurd kelime olarak ele alındığında saçma anlamına gelmektedir. Absur düşünce sistemi üzerinden gidildiğinde dünya ve insan absürttür ve bu yüzden dünya- insan ilişkileri de absürttür.[2]
            Kitabın temelini oluşturan yabancılaşmayı ele aldığımızda kahramanın yabancılaşmasının nedeni düşünüş ve olayları ele alış şeklinin farklılığıdır çünkü toplumun aksine kahramanımız dünyadaki tabulara karşıdır. Annesinin ölümünü gayet normal karşılaması, kolayca kabullenmesi ve herhangi bir keder belirtisi göstermemesini bunun kanıtı olarak gösterebiliriz.
“Sonra o gün keder duyup duymadığımı sordu… Annemi elbette çok severdim; ama bu bir şey ifade etmezdi ki. Sağlıklı bütün insanlar, sevdiklerinin ölümünü az çok arzu etmiştir.(62”
Kahramanımızın içinde bulunduğu bu yabancılıktan rahatsızlık duyup duymadığına ise romanda bu şekilde yer verilmiştir. Kahramanımızın annesinin ölümü üzerine olan düşüncelerinin okuyucu tarafından dahi garipsenmesi karakterimizin neden yabancılaştığını anlamaya yardımcı olmaktadır. Kahramanımızın topluma yabancı gelen düşünce yapısına kitapta yer verilmiştir.
“Bununla birlikte ona, ilginç bir yaratılışımın olduğunu, fiziksel ihtiyaçlarımın çoğu zaman duygularımı etkilediğini anlattım....  Kesin olarak söyleyebileceğim tek şey, annemin ölmemiş olmasını tercih edeceğimdi (63)”
Bu bölümden de anlaşılacağı üzere kahramanımız fiziksel ihtiyaçlarını ön planda tutmakla birlikte duygusal olarak düşünmemektedir. Birlikte olduğu sevgilisi karakterinde olan Marie için onu arzuladım ve öptüm kelimelerini kullanmış ve herhangi bir duygusal içerikli cümle belirtmemiştir. Buna rağmen Marie’nin onunla evlenmek istemesi onun topluma bir ucundan ayak uydurduğunu ve aşırı derecede dikkat çekmediğini göstermektedir. Kahramanımızın içindeki yabancılığa rağmen toplumda fazla dikkat çekmemesi onun rutin işleri normal bir şekilde yapmasıdır.  Kitapta kahramanımızın topluma karşı olan yabancılığının dışında kendine olan yabancılığına da yer verilmiştir.
“Cenaze alayı biraz daha hızlı yürüyor gibime geliyordu. Etrafımda, güneşle dolup taşan hep o aynı aydınlık kırlar vardı… Sonra her şey o kadar çabuk, kesin ve doğal biçimde olup bitti ki, şimdi hiçbir şey hatırlamıyorum.(22- 23)”
Meursault’un olayları bu şekilde anlatması, başından geçenlerin farkına olmaması onun kendine olan yabancılığının bir kanıtıdır. Annesinin cenazesi sırasında etrafında olanları görmesine rağmen konuşulanları duyamaması ve anlamlandıramaması onun kendi içindeki yalnızlığını da simgeler. İnsanlara ve kendine yabancılığına rağmen zamanla komşusu Raymond’ la arkadaşlık kurar. Meursault onu anlattıklarını ilginç bulduğu için dinlediğini belirtmiştir.
“Ben hiçbir şey düşünmediğimi ama ilginç bulduğumu söyledim(34)”
“Akşam, Marie beni görmeye geldi, kendisiyle evlenmek isteyip istemediğimi sordu. Benim için fark etmediğini, eğer o istiyorsa evlenebileceğimizi söyledim. O zaman da onu sevip sevmediğimi sordu. Ben de yine daha önceki gibi cevapladım, bunun bir anlamı olmadığını ama elbette onu sevmediğimi söyledim. (43)”
Meursault’ un insan ilişkilerinde ki bu tavrı onu yabancılaştıran en önemli etkenlerden biridir. Ayrıca Meursault’ un cevaplarının yukarıda görüldüğü gibi belirsiz olması ve evliliği ciddiye almaması ve sevgilisi olan Marie’ye karşı herhangi bir aşk eslememesine rağmen onunla evlenebileceğini söylemesi kahramanımızın duygusuzluğunu ve olayları nasıl ele aldığını ve hayata olan kayıtsızlığını göstermektedir.
“Az sonra, ‘Heyecanlı mısın ?’ diye sordu. Olmadığımı söyledim. Hatta bir bakıma, bir dava görecek olmak benim için ilgi çekiciydi. Hayatım boyunca bunu yapma fırsatım hiç olmamıştı. (77- 78)”
Kahramanımızın kendi davasına karşı olan bu ilgisizliği, beklenenin dışında heyecan duymaması hatta mahkeme görecek olmasının onun ilgisini çekmesinin onun neden farklı olduğunu ve kendisine dahi nasıl yabancı olduğunu kanıtlamak için örnek olarak gösterilebilir. Daha sonra idam cezası almasına rağmen belli bir süre sonra bunu kabullenmesi ve sessizce ölümü beklemesi de bunları destekler niteliktedir. Meursault’ un hapishanede ki hayatını kabullenmesi ve bir süre sonra buna alışması ve insanın zamanla her şeye alışabileceğini, her şeyin alışmakla ilgili olduğunu belirtmesi onun toplumun alışıla gelmişliğine aykırı olduğunu göstermektedir. Bu yalnızlığını kitabın sonunda belirtmiştir.
“Her şeyin tamam olması ve kendimi daha az yalnız hissedebilmem için, idam günümde çok seyircim bulunmasından ve bunların beni hınç dolu haykırışlarla karşılamalarından başka isteyecek şeyim kalmamıştı. (110)”
Albert Camus’ nün kitabı Yabancı da yabancılık olgusu akıcı ve sade bir dille işlenmiştir. Bu sadelik okuyucunun anlamasını kolaylaştırmakla birlikte kahramanın içinde bulunduğu yabancılığı anlamayı da okuyucu için kolaylaştırmıştır.
Kaynakça:
·         Bayraktar, Levent.(2001). Albert Camus ve Yunus Emre’de Absurd Kavramı. Felsefe
Dünyası( Sayı 31).
·         Sezer, Sevgi ve Saya, Pelin (2009). Gelişimsel Açıdan Ölüm Kavramı. Dicle
Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi.
·         İşler, Ertuğrul(2001). 20. Yüzyıl Fransız RomanındaUsçuluğa Tepkiler. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi (Sayı 9)
·         Şişman, Begüm. Küreselleş(tir)me Karşısında Bir Olanak Olarak Başkaldırı ve Albert Camus.








[1] Albert Camus, Yabancı 2013
[2] Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Yıl:2001 Sayı:9. Yard. Doç. Dr. Ertuğrul İŞLER

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder